Pırıl pırıldı Sinekli'nin Manastır’ının akışı Zümrüt yeşil ormanları kamaştırıyordu bakışı Pinar, davulka, keklik, palamut, çam idi nakışı Katledilmeye layık gördüler Çal Dağ’ım seni Hiç böyle görmeye alışamadım ben seni Temmuz, Ağustos ayında çok ararız gölgeni Sakar Kaya’n, Su Durmaz'ın böyle karaymış yazın Doğa katilleri sinende yapıyor durmadan kazım Yıllardır dosttuk sırtımız dayalıydı sana Seni zalim eline bırakmak zor geliyor bana Sen yok olursan hayal olur bağ, buzağı, ova, dana Demez mi gelecek nesil ne bıraktın sen bana? Hor bakılmaz dağlar ile taşlara Bağrında yuva verir kurtlar ile kuşlara Geldin mi fani dünyada sona yakın yaşlara Yanlışını anlarsın, değer verilmez gözündeki yaşlara
Bu katil, talancı, yok sayan fikir hangi kafadan esti Zalim yöneticiler gelecekten umudumuzu kesti Ne kuyu kalacak, ne akarsu, ne topraktan eser Zirvende bulut konaklar mı Çal Dağ’ım senin? |